ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

DİNAR

DİNAR İLÇE TARİH
dinar
afyon dinar
dinar afyon
dinar resimler
dinar fotoğraflar
dinar manzaralar
dinar görüntüler
dinar haber
dinar harita
dinar video
dinar spor
dinar ulaşım
dinar iklim
dinar turizm
dinar otel
dinar yurt
dinar pansiyon
dinar konaklama
dinar konut

dinar emlak
dinar daire
dinar arsa
dinartoki
dinar lojman
dinar kiralık
dinar satılık
dinar sağlık
dinar hastahanesi
dinar devlet hastahanesi
dinar kaymakamlık
dinar belediye
dinar nüfus
dinar emniyet
dinar meb
dinar eğitim
dinar okul
dinar kurs
dinar lisesi
dinar ekonomi
dinar sanayi
dinar ticaret
dinar tarım
dinar hayvancılık
dinar dağları
dinar akarsuları
dinar yaylaları
dinar gölleri
dinar dernek
dinar yemekleri
dinar doğa
dinar gezi
dinar tatil
dinar kültür
dinar sanat
dinar

DİNAR RESİMLERİ
DİNAR FOTOĞRAFLARI
DİNAR TNITIMI
DİNAR GÖRSELLER
DİNAR TARİH
DİNAR
AFYON DİNAR
Dinar’ın bilinen geçmişi M.Ö. 1200 yıllarına kadar iniyor. Yontma Taş Devrinin kalıntı ve mağaralarına rastlanan Dinar’da ilerde yapılabilecek bilimsel bir kazı M.Ö.1200’lerin çok gerilerindeki uygarlık eserlerini gün ışığına çıkaracaktır. 1951-1953’de Dinar’da arkeolojik kazılar yapan, İngiliz Arkeolog James Mellaart da bazı ip uçlarından sonra bu tür kazıları ön görmüştür.

“Dinar” (Gelenia) M.Ö.1200-546 arasında Frikya krallığının en gözde şehridir.Her şey Truva savaşına katılan Ahiya Prenslerinden Geleneios’un savaş sonrasında İç Anadoluya gelerek yerleşmesiyle kurulmuş ve bundan dolayı “Gelenia” almıştır.. Gelenia’dan sonra M.Ö.281-288’de bu defa başka bir kumandan Dinar’a annesinin adını koymuş: 

“APEMEİA”. Osmanlı devrinin son yıllarına kadar süren APEMEİA adı, 1800’lü yılların sonlarına doğru “GEYİKLER” olmuş, 1860’larda buralara gelen William Martin Leake adında bir İngiliz arkeolog, bir zenginlik ve varlık simgesi olarak GEYİKLER’e “Dinar” adını koymuştur.

M.Ö. 150-172 ‘lerde Dinar’da kral 3.Midas vardır. Büyük depremde yerlerden sıcak sular fışkırdığı, evlerin su ve toprak altında kaldığı yıllarda Kral Midas’ın gücüyle suların yer altına çekilmesinden sonra yeni baştan imar edilen Dinar, sarayları, tapınakları, barajları, ev bahçeleri ve zenginliği ile devrinin Başkenti olmuştur. Kral Midas’dan başka önemli bir isimde menderes nehrinin ismini aldığı MEANDROS’dur

M.Ö.546-333’lerde Kral Dara 700 bin kişilik ordusu ile savaşlara giderken Gelenia’ya(Dinar) gelip konaklamış. O zamanın zenginlerinden Pytios adında biri, Kral Dara’ya üzümleri ve dalı altından olan asma dalı armağan etmiştir.

M.Ö.333-282’de ünlü kumandan Büyük İskender de Dinar’a gelmiş Helen Birliğini kurmuş.Antigigones’i Frikya’ya vali atamış, savaşlar yönetmiş. Antigigones, Mısır, Trakya ve Suriye Krallarına karşı açtığı savaşta yenilmiş, böylece SELEVKOS’lar devri başlamış Geleniada.

M.Ö.281-188 arasında A.Soter Dinar’a annesinin adı APAMEİA’yı vermiş. Gelenia’nın bulunduğu yeri beğenmeyip Dinar’ı düzlüğe doğru, Suçıkan sularının yanına, Tekke Tepesinin eteklerine doğru kaydırmış. APAMEİA o dönemin başlıca ticaret merkezlerinden birisi olmuş, hatta küçük Asyanın Selçuk’tan sonra ikinci büyük şehri durumuna gelmiş.

M.Ö.188’de APAMEİA CİBİTOS antlaşması yapılmış. M.Ö.129-72’ lerde Bergama’nın egemenliği altında kalan APAMEİA, 129’da Pont(Pontus) Krallığının eline geçmiş M.Ö.72’de son bulan Pont’lardan sonra Roma Dönemi’nin sonuna kadar APAMEİA (Dinar) Romalıların yeniden yücelttiği, zenginleştirdiği bir şehir olmuş. Paralar basılmış, paraların üstlerine figürler işlenmiş.

1071’de Oğuz Boylarının Anadolu’da Beylikler kurması sonucu APAMEİA şehri Germiyan Oğullarına bağlanmış, 1288 de Germiyanlar Dinar’da yaptıkları bir savaşta yenilmişler.

1071-1299’da Dinar’da Selçuklular var. Ve 1800 yıllarına kadar Dinar, belirli belirsiz ufak bir köy olarak yaşamını sürdürmüş.

1828’de Dinar’a gelen İngiliz Rahip Arundell’in yayınladığı kitabında Dinar’ın tarihi hakkında geniş bilgi, efsaneleri, gezip gördüğü yerleri ve özellikle o yıllarda bir camisi, 100 hanesiyle Dinar’daki halkın tamamının Türklerden oluştuğundan bahsetmiştir.

Milad öncelerinde çok parlak bir şehir olan hatta Başkentliğe kadar yükselen Dinar’ın milad sonrasında Osmanlı’nın sonuna kadar süren sönüklüğü, Cumhuriyetten sonraki bu gün ki durumuyla sürüp gitmektedir.

Dinar’da Roma Devrinden kalan Tiyatro, stadyum ve Ilıcadaki büyük hamam; Bizans’a ait kilise ve 18.Yüzyılda yapılan (1776) Ulu Cami günümüze kalan eserlerdir.

Dinar, uzun süren köy ve kasabalık (GEYİKLER) kılığından sonra 1874 yılında Belediyelik 1908’de İlçe olmuştur.

Dinar Kurtuluş Savaşında düşman işgali görmemiştir. Ancak savaşın asker, erzak ve cephane olarak ikmal yeri görevini üstlenmiştir.

Cumhuriyetten sonra Dinar, tüm çevre il ve ilçelere kıyasla daha hızlı ve bilinçli toparlanıp kalkınmaya ve kendini imara başlamıştır. İlk imar hareketlerinde sıtma yuvası olan Dinar cesur ve önemli çalışmalar sonucunda bataklıktan kurtarılmış ve geniş alanlar tarıma kavuşmuştur. Çevremizdeki iller ve ilçeler lamba ışığıyla aydınlanırken Dinar “Dinamo” adı verilen santralden elektrik ışığıyla aydınlatılmıştır.

Şehir içme suyu, yolları, parkları, yeni modern binalarıyla ilk uygar görünümünü kazanmaya ve giderek insanıyla sosyal yaşamdaki farklılığıyla dikkati çekmeye ve kendini kabul ettirmeye başlamıştır.

DİNAR İLÇE COĞRAFYA
COĞRAFYA VE YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
İlçe Akdeniz ve Ege Bölgesine giren topraklara sahiptir. İlçenin merkez ve merkeze bağlı köylerin büyük bir kısmı ile Dombay ovasının güney kısımları Akdeniz Bölgesinde, diğer yerleşim alanları ise Ege Bölgesindedir. Göller Yöresinin içinde incelenen Dinar; Çivril, Kızılören, Sandıklı, Şuhut, Keçiborlu, Başmakçı, Dazkırı ve Evciler ilçeleri ile çevrilidir.

İlçe 1234 km² yüzölçümüne sahip olup, 37°50’ – 38°20’ Kuzey Paraleller ile 29° 58’ – 30° 20’ Doğu meridyenleri arasındadır. İlçe merkezi rakımı ortalama 860 m.dir.

Kuzeyde Samsun dağları, doğu ve güneyinde Akdağ, batıda Dinar ovasının yer aldığı dalgalı bir alanda kurulmuştur. Dinar ovası Büyük Menderes çöküntü hendeğinin en uç kısımlarındadır. Ovanın uzunluğu 20 km genişliği ise 8-10 km arasındadır.En önemli akarsu Büyük Menderestir. Eldere mevkiinden doğan nehir Gökçeli bataklığına akar.

DİNAR İLÇE İKLİM
İlçe iklimi Akdeniz ikliminden İç Anadolu karasal iklimine geçişin karakteristik özelliklerini gösterir. Yıllık Ortalama sıcaklık 12.6 derecedir. En sıcak ay 33° ile Temmuz, en soğuk ay ise +3 derece ile Ocak ayıdır. Yıllık yağış toplamı 450 mm³ dür. En az yağış 9 mm³ ile Ağustos ayı, en yağışlı ay ise 56 mm³ ile Aralık ve Mayıs ayıdır.
AYLAR

MAX.SIC.
ORT.


MİN.SIC.
ORT.
ORT.SIC.
(GÜNLÜK)
NEM%
ORT.
YAĞIŞ Kg.
AYLIK TOPLAM
OCAK
6,6
1,3
2,4
71
129,5

ŞUBAT
7,8
0,9
4,2
61
72,8
MART
17,1
5,0
11,1
63
40,5

NİSAN
17,7
5,2
11,5
66
83,7
MAYIS
22,8
8,5
16,1
60
74,7
2008 YILI ORTALAMASI
20,8
6,9
13,9
54,9
Yıllık Toplam 396,1
UZUN YILLAR ORTALAMASI (45 YILLIK)
19,3
6,5
12,7
% 59
Yıllık Toplam
448,4
DİNAR 2009 YILINDA ÖLÇÜLEN METEOROLOJİK PARAMETRELERİ
UZUN YILLAR TOPLAMI
448,4
2008 YILI TOPLAMI
396,1
2009 YILI TOPLAMI
401,2

DİNAR İLÇE NÜFUS
DİNAR İLÇE NÜFUS DAĞILIMI
YILLAR
İLÇE MERKEZİ
TOPLAM
ERKEK
KADIN
1927
2,732
33,385
14,974
18,411
1935
4,192
42,487
19,754
22,733
1940
4,556
46,770
21,907
24,863
1945
4,638
46,298
22,495
23,794
1950
5,613
54,417
1955
7,081
61,725
30,627
31,098
1960
9,409
44,023
22,194
21,829
1965
11,298
48,921
24,480
24,441
1970
14,843
53,252
26,199
27,053
1975
19,873
63,549
32,298
31,251
1980
20,869
61,199
32,236
28,963
1985
28,598
74,608
37,061
37,547
1990
34,990
90,952
45,311
45,641
1997
42,434
104,032
-----
2000
35,424
88,304
42,259
43,045
2007
24,340
50,311
24,735
25,576
2008
24,475
49,575
24,441
25,134
2009
25.155
49.648
24.294
25.354
2010
25.197
49,100
24.319
25.091

DİNAR İLÇE EKONOMİ
Ekonomik Yapı;
İlçe Ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır.İlçemizde 28 adet Sanayi işletmesi bulunmakta olup toplam olarak 415 işçi çalıştırmaktadırlar.
DİNAR İLÇE ULAŞIM
ULAŞIM
Yol Durumu:
Dinar İlçesi Afyon İline 110 Km. Isparta İline 60 Km., Denizli ve Uşak İllerine 110 Km Komşu Sandıklı İlçesine 40 Km. Dazkırı İlçesine 24 ve Başmakçı İlçesine 23 Km. mesafededir.
İlçemizin toplam kasaba ve köy yolları ağı ..250 Km. olup;
Asfalt
152 (km)
Stabilize
66
Tesviye
27

Ham (Açılmamış)Yol
5
Toplam
250
Dinar Gar Müdürlüğü;
İlçemiz Gar Sorumluluk bölgesinde Isparta,Afyon ve İzmir istikametlerine yönelik toplam 58 km demiryolu ağ uzunluğu mevcuttur.

Dinar Gar Müdürlüğü 13.10.1889 tarihinde işletmeye açılmıştır. Afyon’da bulunan TCDD 7. Bölge Müdürlüğüne bağlıdır.
Dinar’da Gar Müdürlüğü dışında 75. Haberleşme Şefliği, Vagon Muayene Ekip Şefliği, Kısım 742 Şefliği, Bölge Kısım 75 Şefliği, Koruma ve Güvenlik Gurup Şefliği ile Tarım Kısım Şefliği Mevcut olup bu birimlerin tümü ilçe merkezindedir.

Garımızın bulunduğu alan 248.863 metrekaredir. Alsancak - Eğirdir hattı Kilometre noktası 376+025 ve rakım 866,5 metredir. Garımız Denizli Gar’dan 134 Km. ve Afyon Ali Çetinkaya Gar’dan 127 Km uzaklıktadır. Denizli yönü ilk istasyon Sütlaç olup 20 Km, Afyonkarahisar yönü ilk istasyon Karakuyu Gar Şefliği olup 14 Km. dir.

Garımızın bulunduğu güzergahta 6 yolcu ve 10 yük treni olmak üzere 16 adet tren işletilmektedir. Trafik, trenlerin telefonla merkezden idaresi (TMİ) sistemi ile idare edilmektedir.
Garımızda 6 adedi trenlerin kabul ve sevk yolu olmak üzere tali ve müselles yolları ile birlikte 16 adet yol mevcuttur. Faydalı uzunluğu en fazla olan yol 673 metredir. Elektrikle aydınlatılan 23 adet basit makas vardır. Ticari rampa, 2 adet yolcu peronu, 1642 metrekaresi açık 1910 metrekaresi kapalı alanı bulunan 3552 metrekarelik hangar mevcuttur. Garımız sahasında 2 adedi eski yapı ve 13 adedi 1995 yılında meydana gelen Dinar depremi sonrasında yapılan prefabrik yapı olmak üzere toplam 15 adet lojman mevcuttur.

Garımızdan 2008 yılı ilk 6 aylık dönemde toplam bilet satışı 5710 adet olup bilet geliri 62.741,00 YTL ve Toplam gelirimiz 75.177,94 YTL olmuştur. Garımızdan sürekli yapılan Yük taşıması olmayıp zaman zaman gübre, kömür, kiremit, un ve canlı hayvan taşıması yapılmaktadır. Garımız Karakuyu ciheti rampa başı olması nedeniyle trafik ve manevra hizmetleri açısından, Kombine yolcu taşımacılığında Isparta ve Burdur’un İstanbul bağlantılı yolcu aktarmasının yapıldığı istasyon olmasından dolayı yolcu nakliyatı açısından önem arzetmektedir.

Son yıllarda emekli olan personel yerine yenileri gelmediğinden personel sıkıntısı vardır. Personel yokluğu yapılan hizmetleri zaman zaman sekteye uğratmaktadır.

TURİZİM
DİNAR İLÇE TURİZİM
İlçemizde belirli yerlerde höyük ve çok sayıda antik çağa ait tarihi alanlar bulunmakta olup; Bilimsel bir kazı yapılması tarihi eserlerin gün yüzüne çıkarılması ve İlçemizde bir Müze kurularak bu eserlerin korunması İlçemiz Turizmi açısından oldukça önem taşımaktadır.

Tarihi eserlerden olan stadyum ve tiyatro kısmen özelliğini koruyarak kalmıştır. Bu dönemlerde şehir bir bakıma ticaret merkezi olmuş doğu-batı arasındaki ilişkileri sağlayan Kral Yolu’da buradan geçmiştir.

Dinar içine tanrıların kralların karıştığı masallar ve efsaneler şehridir, Geleine, Anhoros, Midas, Asmalı Yol, Ilıca ve Marsiyas efsaneleri dededen toruna anlatıla gelmiştir. Ayrıca tarihin ilk müzik yarışmasının yapıldığı yer Dinar’dır.

Midas efsanesinde bahsedilen müzik yarışmasını kaybeden Marsiyas’ın ceza olarak Suçıkan Otelinin arkasında bulunan büyük mağaraya asılarak öldürüldüğü bahsedilmektedir.

Danteon (Tanrılar Kulu Tapınağı) Artemis Anaitis Tapınağı,Tiyatrosu,Agorası(Pazar yeri) Stadyumu, Suçıkanı, Pınarbaşı, Karakuyu Kuş Cenneti, Norgaz Piknik Alanı, Cerit ve Gumalar yaylası İlçemizin ilgi odağıdır. Yol Güzergahında bulunan yeme-içme tesisleri turizme hizmet vermekte olup, İlçeye hareketlilik kazandırmaktadır.
Aslında bu flüt tanrıça Athena'ya aitti. Athena flüt çalarken yüzünün çirkinleştiğini suyun aksinden görünce flütü fırlatıp atmıştı. Marsiyas flütü çalmaya başladımı dinleyenler nağmelerinden sarhoş oluyor ve nağmeleri tüm çevreye dağılıp yayılmaya başlıyordu. Marsiyas sık sık konserler vermekteyken şöhreti kısa sürede Frikya'ya yayılmıştı. Herkes onu dinlemeye akın ediyordu. Derken şöhreti tanrı Apollon'un kulağına geldi. Apollon lir çalmakta usta idi, kimse onunla yarışmaya cesaret bile edemezdi. Apollonkıskançlık duygusu ile Marsiyas'ı halkın önünde yarışa davet etti. Yenen yenilene istediği cezayı kesecekti. Yarışma yeşil çayırlarla süslüTMOLOS (Bozdağ) dağı eteklerinde yapılacaktı. Üç kişilik jüri heyetine kral Midas başkanlık edecekti. Apollon liriyle tanrısal havalar çalıyor sanat ve su perileri olan Müz'ler ona koro halinde eşlik ediyordu. Marsiyas flüt çalmaya başlayınca ondan aşağı kalmamıştı. Jüri heyeti bir türlü karara varamamış ve yarışma bu yüzden uzamıştı.
Sıra Kral Midas'a geldi; Ona "Sen benim lirimin sesini dinlemekten acizsin o duymayan kulakların büyüsün eşek kulağı gibi olsun" diyerek ceza verdi. Midas'ın kulaklarıbüyüdü büyüdü ve eşek kulakları gibi oldu. Bundan utanan kral başına özel bir külah yaptırdı. Bu sırada bunu yalnızca berberi biliyordu. Onu da ölümle tehdit etmiş kimseye söylememesini emretmişti. Berber bu sırrı uzun zaman sakladı ama dayanamadı. Birgün su kenarına gelerek düşündü, bağırmak istedi, duyan olur diye korkarak bağıramadı. Bir su kenarına giderek çukur açtı ve etrafına bakarak çukura eğildi: "Kral Midas'ın kulakları eşek kulağı gibidir" diye seslsnerek çukuru kapattı ve oradan uzaklaştı. Böylece sır taşımaktan kurtulmuş, biraz olsun rahatlamıştı. Gel zaman git zaman bu çukurun bulunduğu yerlerde kamışlar çıktı, rüzgar estikçe onlardan fısıltılar gelmeye başladı. "Kral Midas'ın kulakları eşek kulağı gibidir" diye etrafa yayılıyordu. Gerçek böylece ortaya çıktı.
Apemeia krallarından biri giriştiği bahis üzerine o zamanın baş rahibi ve kahinlerinden birisini görevlendiriyor ve halledememesi halinde gözlerinin oyulacağını bildiriyor. Bahis konusu olan ılıca suyunun menba Çapalı (Avlokrene) gölünden gelmesidir. Rahip suyun kaynağının Sandıklı kaplıcalarının bulunduğu yer olarak söyleyince kral rahibin gözlerini oyduruyor. Bir zaman kral çok pişman oluyor, vicdan azabı çekmeye başlıyor. Rahipten af dileyerek kendisine ne gibi bir fedakarlık yapabileceğini soruyor. Rahip gözlerinin oyulmasına sebep olan, bir gözyaşı gibi ılık akan bu kaynağa iki kemer yaptır ve benim gözlerim bu pınarda ebediyen yaşasın diyerek istekte bulunuyor ve kral hemen kemerleri yaptırıyor. Kesin tarih hakkında bilgi bulunamayan ılıca kemerleri halen tarihini korumaktadır.
Gelenie kralı Serkofos'un Ankasi'den doğma oğlu Meandır, bütün Frikya'yı egemenliği altına almak için genel başkent Pessinüs şehrine savaş açtı; Savaş sırasında tanrılar anası Kybele (Gübele)'ye yalvarır: "Savaşı kazanırsam beni bunun için kutsayacak ilk kimseyi kurban edeceğim" diyerek adakta bulunur. Pessunüs şehrini alarak Geleine'ye geri döndüğünde, kendisini karşılama töreninde ilk olarak oğlu Arhelaos ile kızı ve annesi kutlamaya koşar. Kaderin acı cilvesi ile ne yapacağını şaşıran Meandır sonunda delirerek şehrin altında akmakta olan Anabenon ırmağına kendini atarak öldürür. Bu olaydan sonra ırmağın adına Meandros (Menderes) adı verilir. Geleine halkı ve sonra onun yanınbaşında kurulan Apameia halkı nehir ve su tanrısı olarak kutlar, adına kült ve tapınaklar kurarlar. Meandros (Menderes) tanrısı havuz başlarında kolunun altında devrilmiş bir testiden su akan, uzanmış yaşlı bir ihtiyar biçiminde yapılan heykelleri, bütün Menderes nehri boylarındaki şehirlerde su ve nehir tanrısı olarak kutlanmıştır.
Kral 3. Midas, Gelene'de yerleştikten bir süre sonra şehirde büyük bir deprem ldu. Depremde yarıklar açılarak sular fışkırmaya başlamış, kale önünde açık şehir olan Gelene'yi sular kaplamış, evler sular içine gömülmüştü, bu felaket üzerine 3. Midas tanrılara danışmak için Bbabailah tapınağına gitmiş, kahinler "Kral en kıymetli şeyini yarığa atarsa sular çekilir" demiş. Çok zengin olan Kral Midas hazinesindeki elmas ve altınlarını atmış ama sular çekilmemiş. Bu töreni atı üzerinde yöneten oğlu Anhoros kızarak atını yarığa doğru sürünce sular çekilmeye başlamış. Böylece kral en değerli varlığının oğlu Prens Anhoros olduğunu anlamıştır. Kral sular çekildikten sonra yarık üzerine Baba (Zevs Jupiter) ilah tanrısı için altından bir mihrap yaptırmış ve şehri onartmıştır.
Kral Midas, zengin ve varlık içinde geçen yaşayışını süslemek için şarap tanrısı Baküs (Dionizos) şenliklerini yurduna sokarak Baküs'ü sevindirmiş ve ilahda onun kendisinden dilekte buluınmasını istemiş. Midas'da: "Her dokunduğum altın olsun" diye dilekte bulunmuş, Baküs'de bunu onaylamış. Midas neye dokunsa altın olmuş, sarayında altından başka birşey kalmamış, kral sevinç içinde herşeyi altın yaparken küçük kızı bahçeden getirdiği gülleri babasına vermiş ve babası bu gülleri koklamak için eline aldığında acı hakikatı anlamış, çünkü güllerde altın olmuş. Kral şaşırmış, yemek zamanı yemek yerken her eline aldığı lokma altın oluyormuş, yemek dahi yiyemeyen Kral aç kalma korkusuyla doğruca tapınağa gitmiş, tanrılara yalvarmış, sonra kahinler "Pakol (Gediz) ırmağında yıkanarak bu işten kurtul" demişler ve kral bu ırmakta yıkanarak kurtulmuş.

1 yorum:

  1. Egitim ve sınavlarda gelinen nokta çok acı 

    tus forumlarında “...Bundan 7-8 kadar yıl önceydi. 5-6 defa girdiğim ÜDS lerden 50-60 arası alıp duruyordum. Meşhur bir TUS dersanesinin Meşhur bir sahibi -ki iyi İngilizce bilmesi ile de tanınır- yerime ÜDS ye girebileceğini söyledi. "Sen de sarışın gözlüklüsün ben de, kimse anlamaz bile, ben böyle çok kişiye ÜDS-KPDS kazandırttım" dedi. Tabi teklifini "bütün akademik hayatımı b.k çukurunun üzerine bina edemem" diyerek reddettim. 1-2 sınav daha sürünüp kendim 71'imi aldım. Eğer yakalanırsa "sevgili JOKER abimin" aleyhine tanıklık ederim. Allah islah etsin, bir adamın her işi mi YAMUK olur ya?”

    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4964&page=62
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=10037
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=4309
    http://www.stetuskop.com/showthread.php?t=9306
    Ateş olmayan yerden duman çıkar mı
     bundan çıkan anlatılan ve ya kanaatimize göre anlatılmayandan hissedilen anlam tusdata hazırlık dersanesinin paralel yapi feto Fethullah Gülen cemaatine genç klinisyenler yapılanması içinde herkesten farklı özel ve çok fazla kontenjan ayırdığı ve iyilik yapmak icin ücretsiz aldığı kişisel verileri yasadışı kaydettiği yani fişleme yaptığı.. tusdata ve veya uz.dr sami selçukbiricik in sponsoru olduğu drtus.com tus forumunda övünme ve güç gösterisi olarak anlatılan ösym den bilgi sızdırmalarını, ilişkilerini, bağlantılarını, görüşmelerini  maddi güç ve fethullah gülen fetö paralel yapı veya başka bir cemaat örgüt yapı bağlantısı olmadan nasıl yapılabileceği şayanı hayret bir konu olarak şüpheleri celbetmekte haklıdır tusdata ve veya sahibi uz.dr. sami selçukbiricik iddia edildigi gibi feto paralel fethullah gülen mensubu mudur iskenderpaşa hakyol mensubu mudur bilinmez ve böyle olsa da olmasa da özkaya özel hayatı kendi tercihidir bu kısmına  saygı duyulmalı ancak ilişkiler ağı Ağacın Kurdu kitabındaki gibi rahatsız edici giriftlikte.. Bu arada ösym nin sınava başkasının yerine girdiği tespit edilen tus Dersanesi sahibi ifadesiyle bu kişinin kamu oyunun anladığı kişinin büyük ihtimalle uz Dr Sami selçukbiricik olduğu kanaati oluşuyor. Ösym nin ve uzman doktor sami selçukbiricik in de açıklama ve videolarında net bir aksi beyanı yok ..soruşturmaların akamete uğraması bu ortamda bu bağlantılarla ve tusdata dusdata maddi sponsorluğunda yayın yapan Drtus.com tus/dus/eus forum sitesi moderatörlerinin ösym ve yök te tanıdıkları olduğu ve maddi gücü fazla olduğu icin ösym de yök te sağlık bakanlığında muhatap kabul ediliyor itibar görüyor beyanları zaten malumun ilanı beklenen bir durum .
    ÖSYM kampanyaları ile bir yandan tusdata bir yandan STV ve zaman gazetesi bir yandan taraf gazetesi ile ÖSYM'nin şifre ve hatalı soru ve sınavlarla gündeme gelirken kpss, ve polis hakim avukat savcı sınavları yolsuzluğunun unutturulduğu gündemin ösym ciddiyetsizliğiyle yaptığı hatalı sorular üzerinden kampanyalarla her sınav döneminde ösym yolsuzluğu gündeminin değiştirilip kpss sınavı ve diğer sınav soru çalmalarının ve zaman aşımı türü örtbaslarin siyasette milletvekilleri ,ÖSYM ve YÖK ' teki kirli bağlantıları ve irtibatlı kişileri ali veli halil bilal isa musa sema esma ayşe fatma fatih burhan nurhan orhan muharrem mükerrem naim saim rabia safiye nazife hafize binnur zinnur rahmi rahim adları her kimse bunlar ayıklanmadığı gerçeğinin örtüldüğü sürece . .
     seffaf olmasi gereken kurumların  kanser gibi hasta hastalıklı enfekte bir ilişki zinciri değil mi
    Her sınavda sorular alındı mı çalındı mi sızdı mi sızdırıldı mi kaygısı yersiz Mi?

    YanıtlaSil